28 Eylül 2011 Çarşamba

hayat bir katakulliden ibarettir


Kitapta geçen bu cümle kitabı bitirene kadar kafamda yankılandı.Hayat bir katakulliden mi ibarettir gercekten? ''Kitabı okumadan Twittervari bir motto olarak algilanabilir bu cümle.Düşünsenize Sabahattin Ali günümüzde yaşıyor olup Twitterina bu cümleyi yazsaydi;''Like''lari toplayip retweet yapilsaydi...
Bu afili cümleyi anlamlı kilan Sabahattin Ali'nin Içimizdeki Şeytan kitabında müthiş karakterler yaratma becerisi ve bu yolla hayat ve toplumu sorgulamasi.Yarattigi karakterleri birbiriyle catıştırarak ete kemige büründürüyor az diyaloglu,bol tiradli bölümlerle meselini anlatiyor.





Sabahattin Ali'nin diger bir kitabi Kürk Mantolu Madonna gunumuzde cok okunan bir kult kitap haline geldi.Raif ve Maria Puder karakterleri ve aralarindaki ask cok az yazarin başarabilecegi bir ustalıkla ve duyguyla yazılmış.Sabahattin Ali bence bir karakter yaratma dehasi.Müthiş bir duygusal zeka,tasvir yetenegi,insan psikolojisini muthis kavrama ve bunu oykulemedeki ustalığı onu benim gözümde Dostoyevski nin yanına koyuyor.Bu kitapta da S.Ali,Ömerin Macide'ye duydugu aşkı muthis tasvir ediyor:


'' zaten anlatmak istediğim bir şey var, bin bir şekle sokup anlatmak arzusuyla yandığım bir tek şey: sizi sevdiğim. bunun dünyanın teşekkülünden beri kaç milyar defa tekrar edildiğini unutmuyorum, fakat siz söyleyin, canlılığından bir şey kaybetmiş mi? kainatta hiçbir mevcudun olamayacağı kadar taze ve olgun değil mi? bu öyle bir kelime ki doğuyor ve doğuşuyla beraber kemali de içinde getiriyor. sizi seviyorum... başka ne söyleyeyim? siz de cevap vermeye kalkmayın. bir insanın bütün varlığı ile karmakarışık ruhu, esrarı çözülmemiş vücudu, arzuları, itiyatları, ihtirasları, hulasa her şeyi ile size teslim olması, size iltihak etmesi (katılması) ne muazzam bir şeydir! bunu tamamıyla anladığınızı biliyorum. bunun karşısında lakayt kalamayacağınızı da biliyorum. hiçbir insan seven bir insanın karşısında alakasız olamaz. dünyanın bu en harkulade hadisesi karşısında kimse hareket ihtiyarına (davranış özgürlüğüne) malik değildir. buna hakkı yoktur. nasıl muhtaç olduğumuz havayı istemem demeye, mekan içinde bir yer işgal etmekten vazgeçmeye kuvvetimiz yoksa, bize verilen bir aşkı almamaya da iktidarımız yoktur. ''





Kitapta Omer,Macide ana karakterler.Omer postanede bir memur,Macide konservatuarda ogrenci.Ayni zamanda uzaktan akrabalar. Aralarinda baslayan askla Ömerin iç dünyasını daha yakından tanımaya başlıyoruz.Omerin zamanla degisen gorusleri,gecmisini ve yasantisini sorgulamasi,Macideye duydugu aşkla başlıyor.Maddi sıkıntılar yüzünden içe kapanıp adeta ''Içindeki Seytan''a teslim olmasini goruyoruz.


'' ... içimizde, bizim 'ahlak' tarafımızda hiçbir şekilde münasebete geçmeyerek hadiseleri muhakeme eden, neticeler çıkaran ve tedbirler alan bir 'hesabi' tarafımız vardı ve lafta değilse bile fiilde daima o galip çıkıyor ve onun dediği oluyordu. ''


Omerin is arkadasi veznedar Hafiz Husamettin Bey icindeki şeytana yani acizligine yenildigi bir donemde Omer yanina gelip bankadan Hafiz Husamettin Beyin bankadan calmakta oldugu paradan bir miktar istediginde Husamettin Beyin tiradı okumaya deger:


'' - aferin evlat iyi etmissin! sonra zamanini da iyi intihap ettin. maalesef seni bos ceviremeyecegim. mademki iki esnaf karsi karsiyayiz, acikca konusalim.. dun gelsen metelik alamazdin, seni tekme ile kovardim. yarin gelsen beni bulamayacaktin. seytan sana fisildamis heralde... mubarek olsun... ben bu ise daha fazla dayanamayacagim... bir nihayet vermek lazim... bu sabah kararimi verdim. kasada epeyce para var, bir miktarini, daha dogrusu yuklenebidigim kadarini alip eve coluk cocugun nafakasi olarak birakacak, ondan sonra da basimi alip gidecektim. seytan nereye cagirirsa oraya. bu dunyada baska turlu olmak neye yarar? dunyayi bizim kayinbirader gibi adamlar istila etmis... benim gibi bir acizin debelenmesi fayda verir mi? bes cocukla bir kariyi surundurmeye ne hakkim var... sen simdi bu sozlerinle benim kararimi takviye ettin... sana tesekkur borcluyum evlat... bana dunyanin hakikaten suratina tukurulmeye bile degmez oldugunu ve bu dunyada suratina tukurulmeyecek bir tek, ama bir tek insan bile bulunmadigini saglam bir sekilde ispat ettin. boyle biri olsa bu sen olurdun ve simdi buraya gelinceye kadar icimde bir suphe vardi. su kainatta belki bir de iyi taraf vardir, fakat gormek bize nasip olmuyor diyor ve seni dusunuyordum. bir daha tesekkur ederim. beni bos hayallerle avunmaktan, yaptigima pisman olmaktan kurtardin. ben de kendimi, adam tanir birsey zannederdim. senin suratina bakinca melanet dolu ruhunu gorecegime yuregi carpan bir insan goruyordum. nah, bunak kafa... al su iki yuz elli lirayi, beni kimseye ihbar etme. yarina kadar sukut hakki olarak veriyorum. ondan sonra israfil'in borusunu al eflake ilan et... vecibtaala polis olup gelse beni bulamayacak. yalniz senden bir ricam var... namusuna guvenerek istemiyorum. kendin icin de faydasi yoktur, belki zarari olur da ondan soyluyorum: paralari alip eve verdigimi agzindan kacirma... nereden biliyorsun diye belki seni de isin icine karistirirlar... merhametten degil, ihtiyaten sus... simdi arabani cek... namussuz insan surati seyretmek istemiyorum. kendim kendime yeterim... durma... defol!... ''


Macidenin muzik ogretmeni Bedriyle kurdugu bagin nasil bir sekil alacagini Sabahattin Ali zamana birakiyor.Bedrinin agzindan yazdiklari kitabin sonlarindaki uzun tiradlar adeta kendi gorusleri.Bu kitabı okuyun,okutun!


"isteyip istemediğimi doğru dürüst bilmediğimi fakat neticesi aleyhime çıkarsa istemediğimi iddia ettiğim bu nevi söz ve fiilerin daimi bir mesulünü bulmuştum: buna içimdeki şeytan diyordum, müdafaasını üzerime almaktan korktuğum bütün hareketlerimi ona yüklüyor ve kendi suratıma tüküreceğim yerde, haksızlığa, tesadüfün cilvesine uğramış bir mazlum gibi nefsimi şefkat ve ihtimama layık görüyordum. halbuki ne şeytanı azizim, ne şeytanı? bu bizim gururumuzun, salaklığımızın uydurması... içimizdeki şeytan pek de kurnazca olmayan bir kaçamak yolu... içimizdeki şeytan yok... içimizdeki aciz var... tembellik var... iradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç birşey: hakiklatleri görmekten kaçmak itiyadı var..." 









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder