6 Ekim 2011 Perşembe

Salinger

J. D. Salinger bir başyapıt yazdı: Çavdar Tarlasında Çocuklar. Ve okurlara bir kitabı beğenirlerse kitabın yazarını aramalarını tavsiye etti ve sonraki yirmi yılını telefonlarını açmadan geçirdi.
John Updike, 1974


Amerikalı yazar J.D.Salinger kültleşmis kitabı Çavdar Tarlasında Çocuklar(Catcher in the Rye) ile  yarattıgı Holden Caulfield karakteri,edebiyat dünyasındaki en ilginc yaratımlarından biridir.Holden Caufield adlı ergenin naif kırılgan kisiligi, hayatı anlama ve algılayışındaki yabancılaşmaları okuyan herkesi etkilemiştir.Salinger'in kendi kişiligini bu karaktere yansıttıgı söylenir.Turkiyedeki ilk çevirisi Gönülçelen adıyla Cem yayınları tarafından yapılmıştı.Teoman'ın Gönülçelen şarkısı da kitaba atfen yazılmıştı yanlış bilmiyorsam.J.D.Salingerin butun kitaplarina YKY yayinlarindan ulasilabilinir.En sevdigim kitaplardan biri olan bu Çavdar'ın kapak illüstrasyonu Berkeley'deki odamın duvarını naif bir coşkuyla süslemekte...



"...büyük bir çavdar tarlası getiriyorum gözümün önüne. binlerce çocuk, başka kimse yok. çılgın bir uçurumun kenarında durmuşum, uçuruma yaklaşan herkesi yakalıyorum. bütün gün bu işi yapıyorum. ben çavdar tarlasında çocukları yakalayan biri olmak isterdim. çılgın birşey bu, biliyorum. ama ben yalnızca böyle biri olmak isterdim..."




J.D.Salinger, Holden Caulfıeld,Seymour Glass ve Franny,Zooey gibi kült karakterlerle edebiyat dünyasında sarsılmaz bir yere kavuştu.En son novellasını(uzun öykü)1970lerde yayımlayan yazar o günden sonra 40 yıl hiçbir öyküsünü yayımlamadı.Yakaladıgı şöhretten çok rahatsız olan yazar, yaşantısının büyük bölümünü, gazetecilerden ve hayranlarının yakın ilgisinden kaçarak münzevi bir hayat sürdügü çiftliginde geçirdi.Gectigimiz yıl aramızdan ayrılan yazarla ilgili bircok söylenti üretildi.Fakat kendisinin büyük bir hayranı olan ve www.deadcaulfields.com sitesini de yöneten Kenneth Slawenski,'' Üzüntü, Muz Kabuğu ve J.D. Salinger '' adlı üzerinde 7 yıldır çalıştıgı,belgelere dayanan, geniş kapsamlı biyografik bir çalışma yayımladı.Sel Yayıncılık tarafından Türkçeye kazandırılan kitap bu güne kadar Salinger hakkında yapılmış en kapsamlı ve en gerçekçi çalışma olarak kabul edilebilir.Hayranları tarafından özellikle ilgi çekici olacak bu kitap,yazar hakkındaki dedikodu perdesini de kaldırmış oluyor.Salinger severlerin kaçırmaması gereken kitabi, ben büyük bir ilgiyle okudum.




1919'da New York'ta dunyaya gelen Salinger.Yahudi kökenli  bir aileden geliyordu.Güzel ve rahat bir çocukluk geçiren Salinger,tahmin edileceginin aksine asosyal ve içine kapanık değildi.1928 ekonomik buhranından hiç etkilenmeden sosyal konumunu guçlendiren baba Salinger'in(Sol Salinger)işleri rayındaydı.New York Manhattan'da bir kaç ev degiştirdikten sonra uzun yıllar yaşayacakları Central Park'a kuzey manzaralı,Park Ave.daki apartmanlarına yerleştiler.Ust-orta sınıfa hitap eden bu semte Salinger hemen uyum sagladı.Okulda dikkat çekiciydi.Uzun boylu 1.85,esmer tenli ve alaycı komik üslubuyla kızların ilgisini çekmekte zorlanmıyordu.Tiyatroyu seviyor,okul gazestesinde yazılar yazıyor,edebiyatla ilgileniyordu.Okulda kendisine Jerry diye hitap edilmesini istedi.Jerome ve David veya ailesinin hitap ettigi adini(Sonny) kullanmadı.

Ilerde tiyatro egitimi almak isteyen Sonny, babasının yonlendirmesiyle Valley Farge adlı askeri yatılı liseye gitti.Burası disiplini ogrenmesi,yurtseverlik duygusunu aşılaması ve ilerde yaşayacagı askeri hayat tecrübelerinde,O'na büyük yararlar saglayacak bir firsatti.


Babası onun yazar olması desteklemiyordu.Kopuk bir ilişkileri vardı;annesiyse hep onun yanındaydı.
Askeri liseyi bitirdikten sonra New York Üniversitesinden ders aldi fakat devam etmedi.Daha sonra Columbia Universitesi'ne gitmeye karar verdi.Burada Whit Burnett tan kısa öykü dersleri aldı.Whit Burnett'ın kendisindeki kısa öykü yazım yetenegini keşfetmesi, ikili arasında uzun sürecek olan bir hoca-danışman-agent birlikteline vesile olacakti.Whit Burnett'ın yönledirmesiyle öykülerini zamanın onemli edebiyat dergileri olan Story Press,The New Yorker,Colliers,The Saturday Evening Post a gönderdi.Birçok başarısızlıkla ve hayalkırıklıgıyla sonuçlanan bu denemelerinde onu yönlendiren ve hep destek olan hocası Whit Burnett idi.


1941de Japonların Pearl Harbor'a saldırip,Amerika'nın 2.Dünya Savaşı'na girmesi,Salinger'ın da hayatında önemli bir dönüm noktası oldu.Hemen orduya katılmak istedi.Fakat ilk başvuru kalp ritm bozuklugu nedeniyle reddedildi;fakat 6 ay sonra yaptıgı ikinci bir başvuruyla kendisini Kara Havacılık birliginde buldu.Orduda bulunmak öykü yazim sürecini etkilemedi.Birligindeki boş zamanlarında birçok öykü yazıp Burnett'a gönderiyor;hocası da dergilerle baglantıları kuruyordu.Fakat,bu dönemde yazdıgı öyküler fazla ilgi çekici ve gerçekçi bulunmadıgı için editorlerce talep edilmiyordu.Uzun ugraşlarla 1940ta Gençler adlı eseri Story dergisinde yayımlandı.Bu onun yayınlanan ilk öyküsüydü.Bu arada Oona Oneil ile çıkmaya başladı fakat kızın farkli ilgileri yüzünden ilişkileri hep çıkmazdaydı.Salinger'ın Oneil'a yazdıgı mektuplarda ona olan aşkını vurgulaması dikkat çekse de,Oona Oneil'in oyunculuk hayaliyle Los Angeles'a taşınıp Charlie Chaplin tanişmasıyla bu ilişki son buldu.Ardından Oona Oneil,Charlie Chaplin ile evlendi.


Nazilere karşı girişilen Normandiya çıkarmasi ile Salinger icin yeni bir macera basladi.Salinger, Karşı Haberalma Teşkilatı'nda başçavus olarak gorevlendirildi .Kanli Normandiya çıkarmasında Salinger Amerikan ordusunun büyük kayıplar vermesine karşı hayatta kaldı.Kimbilir,belki bir güç kendisinin ''Holden Caulfield'in öyküsü''nü yazmasını istiyordu.Paris,Amerikan ordusu tarafından kurtarıldıgında Salinger o zaman savas muhabirligi yapan ünlü yazar meslektaşı Ernest Hemingwayle karşılaşma şansına sahip oldu.


Holden Caulfield karakterine,Avrupada yazdıgı bir kısa öyküsunde rastlarız ilk kez.Whit Burnett,kendisinden Holden Caulfield karakteri üstüne yogunlaşmasını ve daha uzun bir öyku yazmasını önerdi.Çavdar Tarlasında Çocuklar'in Salinger'ın kafasında şekillenmesi ilk bu şekilde oldu.Salinger kitap üzerine yıllarca çalıştı ve bu kült kitap ancak 1951 de yayımlanabildi.
Savaş Salingerda bütün hayatını yönlendirecek derin izler bıraktı.Artık hayata başka açılardan bakacak; yarattıgı öykülerde,karakterlerine sinecek bir yabancılaşma ve yalnızlık hiç eksik olmayacaktı.-ayni kendi yasantisi gibi-.




''Ikinci Dünya Savaşı esnasında,sayısız asker bugün travma-sonrası bozukluk olarak tanımladıgımız rahatsızlıktan yakındılar.Ama bunun 1945te saglık sorunu olarak kabul edilmemesi nedeniyle pek çok asker sessizce acı çekmeye mahkum oldu.Savaştan sonra bu askerler terhis olup evlerine gönderildiler ve kalabalıgın içinde kaybolarak gizli gizli şeytanlarıyla ugraştılar.
Böyle deneyimli pek çok eski askerin tersine,Salinger tanıgı oldugu,dehşetle ve bunun kendi üzerindeki etkisiyle ilgili bir şeyler yapmayı başarabildi.Ve nihayet yazma gücünü yeniden kaşfetti.Kendi sözcüklerini bulamayan bütün askerler hakkında ve onlar için yazdı.Yazılarıyla,askerlik sürecinde yaşadıklarının ortaya çıkarıdıgı sorulara,yaşam ve ölüm sorularına,Tanrı sorularına ve biribirimiz için ne ifade ettigimize yanıt aradı.
Holden'ın Central Park'taki atlıkarıncada yakaladıgı anlam,Salinger ın nihayet savaşa olan tepkisini yatıştıranla aynıdır.Bunu fark ettikten sonra her ikisi de sessizleştiler;bir daha ondan hiç söz etmemek üzere...Bu nedenle Holdenın Çavdar Tarlasında Çocuklar daki son sözlerini,JD Salingerı ve Ikinci Dünya Savaşını düşünerek okumalıyız:''Hiç kimseye hiçbir zaman hiçbirşey söyleme.Eger söylersen,herkesi kaybetmeye başlarsın. ''
Bütün ölü askerleri.''


1946 da New York'a geri döner Salinger.Askerlikten sonra çalışmalarında mistisizme ve maneviyata yönelir.Zen Budizmi'ne ilgi duyar ve New York'taki Vedanta merkezinin müdavimi olur.Vedanta,Tanrının tekligini savunan tanrının herşeyde oldugunu söyleyen bir Hindu ögretisidir.

1948de Muzbalıgı için Mükemmel Bir Gün adlı kısa oykusu yayımlanir.Ve büyük başarı gösterir.Salinger'ın en ilgi çekici kısa öykülerindendir.The New Yorker'da,son 10 yılın en iyi kısa öyküsü olarak gösterilir.The Laughing Man(Gülen Adam) büyük ilgiyle karşılanır.Gülen Adam öyküsünü Hollywood'da pazarlama çabaları başarısız olur.Bundan sonra hiçbir öyküsünü herhangi bir film yapımcısı ve yönetmenine teklif etmez.Bu arada,Elia Kazan,Steven Spielberg gibi yönetmenlerin Catcher in the Rye ı uyarlama isteklerini en baştan reddeder.Gerekçesi şudur: ''Korkarım Holden bundan hoşlanmaz.''

Salinger,calısmalarına yogunlaşmak ve münzevi bir hayat arzusuyla New York dışında bir çiftlik evi arar.New Hapshire Cornish'te ömrunun sonuna kadar yaşayacagı 360 dönüm bir yer satın alır.

En begenilen öykülerinden bir seçki ''Dokuz Öykü'' adıyla 1953te kitaplaştırılır.Bu kitabı,''Franny and Zooey'' takip eder. Yükseltin Tavan Kirişini, Ustalar ve Seymour: Bir Giriş (1963) son kitabı olur.


Bir yazarın anonimlik meçhulluk duygularının,ona ödünç verilen en degerli ikinci mahiyet oldugu şeklinde daha yıkıcı bir görüşe sahibim. J.D.Salinger,Franny ve Zooey,kitap kabı,1961.



Salingerın giderek artan basarisi yuzbinleri asan kitap baskilari hayranlarının ve basının ilgisini arttırır.Özel hayatın gizliligine inanan Salinger için bu tam bir kabustur.Cornish'e yerleşmesi bile buna engel olmamıştır.Önemli gazete ve dergiler Salingerla röportaj yapma,fotograf çektirme niyetlerinde hep başarısız olmuşlardır.Newsweek tarafından yazarın fotografını çekmek için gönderilen fotografçı niyetini açık edince nazik davranır ve teklife reddini şöyle dile getirir.''Çalışma metodum öyle ki,her türlü kesinti beni engelliyor.Yapmak için yola koyuldugum şeyi tamamlamadan fotografımın çekilmesine izin veremem. ''



Salinger ilk once Cornish'te kasaba insanlarıyla iyi ilişkiler kurmuş;fakat artan şöhretinin insanlar tarafından istismar edilecegi duygusuyla,oykulerini yazmak için yaptırdıgı garajından hiç çıkmaz oldu.Birçok çalışma ve taslak hazırladıgı söylenir fakat en son öyküsunu yayınladıktan sonra dergilerin ve yayıncıların yogun talep ve para tekliflerine ragmen,her turlu girişimi reddedecegi bir içe kapanma dönemine girdi.''Hapworth 16, 1924'' yayınladıgı son öyküsüdür.40 yıllık bir suskunluk dönemi başlamıştı artık.


8 Aralık 1980de Çavdar Tarlasında Çocuklar'ı damgalayacak ve Salinger hayranlarını tehlikeli bir duygu dengesizligiyle ilişkilerindirecek olan bir trajedi meydana geldi.Eski bir Beatles üyesi olan John Lennon,Mark David Chapman adında 25 yaşında bir meczup tarafından öldürüldü.Chapman,cinayeti işledikten sonra kaldırıma oturup Çavdarı okumaya koyuldu.Polislere cinayeti Holden Caulfiled'den feyz alarak işledigini söyledi.Sorgusunda deli numarası yaptıktan sonra suçunu kabul etti.

Kitaplarında biyografik bilgilerinin yayımlanmasına şiddetle karşı çıkar,fotograflarının kıtaplarında basılmasını ıstemez,kitap kapaklarının olabildigince sade ve açıklayıcı arka kapak bilgileri olmadan basılmasını arzu eder.Ona göre okuyucuyla kitap arasına hiçbirşey girmemelidir.Zaten Salinger yarattigi karakterlerinde kendi kişiliginin ve yasaminin izlerini yansıtmıstir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder