30 Eylül 2011 Cuma

büyülü gerçekçilik ve Gabriel Garciel Marquez


Gabriel Garcia Marquez deyince büyülü gerçekçilik akımı ve Latin Amerika akla gelir.Küçük yaşta büyükannesinden dinledigi öyküler onu çok etkilemiş;büyükannesinin anlattıgı trajik ve hüzünlü-ayni zamanda bütün Latin Amerikanın ortak kaderi-diyebilecegimiz öyküleri dinlerken bunu nasıl da duygusuz ve vakur bir biçimde adeta bir masalsı bir edayla anlattigindan bahseder.Marquez'in en buyuk gücü babaannesinden ödünç aldıgı bu dili roman diline ve teknigine uygulaması...Büyülü gerçilikçilik diye adlandırılan ve Marquez'in önderi oldugu bu dil,olayları en dogru biçimde aktarırken;görkemli tasvirlerden kaçınıp yaşananları hayatın trajik yönüne yaslanıp imgelerle dolu bir taslak çizmesi.
Kolombiyali Marquez Latin Amerikanin en buyuk yazari olarak degerlendiriliyor.''Bizim hikayemizi,bize en iyi anlatan yazar''deniliyor Latin Amerikada...



Yüzyıllık Yalnızlık(cien anos de soledad)Marquez'in en onemli kitabı ve büyülü gerçekçilik akımının basucu kitabı olarak degerlendirilir.Kitapta,Kolombiyalı 3 kuşak bir ailenin yaşamından bahseder.Oykusunu cok guzel kurgular Marquez ve üslubu da babaanesınden ödünç aldıgı o dildir.

Şahsen ben kitabı yarısından sonra okumakta zorlandım.Isimler ve kuşaklar birbirine karıştı.Konsantre olamamamda kitabın temel yapısını kavradıgım duygusu hakimdi galiba.Önemli bir bölümünü atlayıp sonlandırdım kitabı.Post modern edebiyatı daha yakın duranlara ve surprizli kitapları sevenlere önermiyorum.




Kırmızı Pazartesi (cronica de una muerte anunciada şu ana kadar okudugum kitaplar arasında en etkileyicilerinden biriydi.
önceden haber verilmiş bir cinayetin güncesi(eksisozluk alinti)  diye ozetleyecegim Kırmızı Pazartesi bir kasabada herkesin bir şekilde tahmin ettigi fakat kader örgüsüyle veya büyülü gerçekçi bir şekilde kimsenin engelle(ye)medigi bir cinayeti konu ediniyor.
Bu baglamda Hrant Dink Cinayeti insanin aklina geliyor.Herkesin olacagını bildigi ama ne zaman vuku bulacagını kestiremedigi,kaderin görünmez ipinin hükmettigi bir cinayetin öyküsü Hrant Dink Cinayeti ve Kırmızı Pazartesi.
Uzun bir öykü de denilebilir bu roman için.G.G.Marquez bu romanı için şu ifadeleri kullanmış:


'' ben hiçbir romanımda bu romandaki kadar ipleri elimde tutamadım. belki bunu konu ve hacim nedeniyle başarmışımdır. konusu çok sert olan ve hemen hemen polisiye bir roman gibi işlenen bir yapıt bu. üstelik de çok kısa. bundan önce de en iyi romanım yüzyıllık yalnızlık değil de albaya mektup yok adlı yapıtımdı. ben öyle sanıyordum ve bunu da sık sık söyledim. şimdi de en iyi romanımın kırmızı pazartesi olduğunu sanıyorum. ''







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder